''Uzun Yürüyüş''
Hakkını almak için olmuştu ''direnişçi''
Bir çok yoldaşını da bu uğurda kaybetti (1965)
Alpagut ocakları bu olaya şahitti
Bir dargın bir barışık epey yıllar eskidi
İşçilerin hakları sömürüyle eridi
Derken gün geldi çattı karar verdi işçiler
Kadın erkek demeden yollara döküldüler (1991)
Uyanmıştı Zonguldak haykırıyordu özden
Kömürden sürmeleri silmemişlerdi gözden
‘’Bu ocaklar bizimdir’’ dedikçe korkuttular
Miting alanlarını tek yürek doldurdular
Dize geldi sendika işçiye mecbur uydu
Savunmak zorundaydı görevi zaten buydu
Ve dört Ocak gününde Zonguldak yürüyordu
Çankaya'nın Özal'ı'' bu da fazla'' diyordu
Yirmi beş bin kişiyken oldular yüz binlerce
Devrek’te mola verip sarıldılar kardeşçe
Köylünün ekmeğini aşını paylaştılar
El ele tutuşarak halaya karıştılar
Dorukan’da kesildi ilk kez işçinin önü
Hazırlıklıydı işçi düşünmüştü bu günü
Var güçle direndiler ‘’sattırmayız’’ sözüyle
Dediler ‘’dönemeyiz Ankara’ya git söyle’’
Dellerderesi’ndeyken yollar yine tutuldu
İki yüz emekçiye kelepçeler vuruldu
Sendika''tamam'' dedi bahanesi hazırdı
Onca yolu almışken geri dönüş başladı (112km)
‘’Canlarım’’ diyen lider meğer imzayı atmış
Namını arttırırken işçisini kandırmış
Böylece alın teri beş paraya satıldı
‘’Uzun yürüyüş’’diye sadece namı kaldı
Direnişin sonrası Zonguldak unutuldu
Madenler özelleşip patronlara sunuldu
Odur budur çaresiz suskunlaştı işçiler
Sesini çıkarırsa bilirler ki, işsizler.
16 Kasım 2009
Etiketler: ayrılık, madenci grevi, uzun yürüyüş
0 Yorum:
Yorum Gönder
Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]
<< Ana Sayfa